
One Migration, Two Different Historiogra
Author(s) -
Yunus Emre Gürbüz
Publication year - 2013
Publication title -
turkish studies
Language(s) - English
Resource type - Journals
ISSN - 1308-2140
DOI - 10.7827/turkishstudies.5037
Subject(s) - geography
History education has a crucial role in training the future generations. Each nation-state teaches history according to necessities of forming national identities for its citizens. After the dissolution of the USSR, following the fail demise of the common identity, New Soviet Man, newly independent Central Asian states moved to find distinct national identities for their citizens. During the Soviet period the historiography was based on territoriality within the driven borders. The common past, however, cannot be delimited to contemporary borders. Kazakh and Uzbek peoples consist of some similar tribes, because they had arrived as a result of massive migrations in the 15th century. The comprehension of their past and the differences in evaluating this migration is related to their recent needs of constructing a nation, which is manifested in their history textbooks.Textbooks present a rather secluded sphere, where the signs of political needs on education can be more clearly analyzed. Thus, this study aims to compare the evaluation of a certain migration process in the historiography of Kazakhstan and Uzbekistan through text analysis in history textbooks. Uzbekistan underlines the deeds of settled civilizations in recent Uzbekistan. Here the Temurids are being glorified, although a century later with the migrating “Uzbek” tribes pushed them away. This controversial case is solved against the nomadic Uzbeks, in favor of pre-Uzbek settled civilizations of recent Uzbekistan. In Kazakhstan this migration is evaluated positively in glorifying the legacy of Eurasian nomadic khanates parallel to their modern, political vision for Eurasia. Tarih eğitiminin gelecek kuşakları eğitmene kritik bir rolü vardır.Her ulus-devlet vatandaşları için bir ulusal kimlik oluşturma gereğiyletarih eğitimi verir. SSCB’nin dağılışının ardından Yeni Sovyet İnsanıortak kimliğinin gözden düşmesiyle, yeni bağımsızlığını kazanan OrtaAsya cumhuriyetleri vatandaşları için farklı kimlik arayışlarınayöneldiler. Sovyet döneminde tarihyazımı çizili sınırlar içindekitopraklarla sınırlıydı. Ancak ortak geçmiş günümüz sınırları tarafındansınırlandırılamaz. Kazak ve Özbek halkları içinde bazı kavimler ortaktır,çünkü on beşincei yüzyıldaki kitlesel göçlerle gelmişlerdir. Geçmişlerininasıl kavradıkları ve bu göçü nasıl değerlendirdikleri bugün inşa etmeihtiyacı duydukları ulusla ilintilidir, ki bu da tarih ders kitaplarındakendini gösterir.Ders kitapları, görece kapalı bir alanda yer aldıklarından, eğtimleilgili siyasi gereksinimlerin işaretlerini burada daha açıklıklaçözümlenebilir. Bu nedenle bu çalışma belli bir göç sürecininKazakistan ve Özbekistan tarihyazımında nasıl değerlendirildiğinikarşılaştırmayı amaçlıyor. Özbekistan günümüz Özbekistan sınırlarıiçindeki uygarlıkların yaptıklarını vurgulamaktadır. Bu çerçevedeTimuriler yüceltilmektedir, oysa yüz yıl sonra göç eden “Özbek”kavimleri onları uzaklaştırdılar. Bu çapraşık durum göçer Özbeklerekarşı, Özbeklerden önce günümüz Özbekistan’ında yaşayan yerleşikuygarlıkları lehine çözülmüştür. Kazakistan’da bu göç, günümüz siyasivizyonlarına paralel olarak, göçer Avrasya hanlıklarını yüzeltmek içinolumlu olarak değerlendirilmektedir