z-logo
open-access-imgOpen Access
Avrupa Ekseninde Yabancı Korkusu Ve İsla
Author(s) -
Nesrin Akıncı Çötok
Publication year - 2013
Publication title -
turkish studies
Language(s) - English
Resource type - Journals
ISSN - 1308-2140
DOI - 10.7827/turkishstudies.4963
Subject(s) - psychology , political science
Undoubtedly, migration is the most basic factor that insures thesocial dynamism. Therefore, it plays an important role in the process ofcreating and re-creating of the relations between the immigrant societyand the native society. Besides the fact that in macro scale, migration isin a determiner position for intercultural relations, it is also the mainsource for the shaping of the relations between communities in certainsocieties. Migration is also the fundamental reason in the association indiversity- multiculturalism- idea that represents the expression ofdifferent cultures and identities. Migration is seen as a political issueand country’s migration policies are shaped according to thisphenomenon and its practice. The conditions brought about by theconcepts of xenophobia and Islamophobia emerging in Europe and theUnited States of America in the 1970s owing mainly to the prejudicesappear as the negative outcomes of migration. These terms have beendiscussed all over the world. Xenophobia and Islamophobia stand out inthe wake of the right movements’ along with conservative parties’gathering strength and the acts within this context accelerate. In thisterm, not procuring a hierarchical structure between cultures andobviating xenophobia and Islamophobia will be one of the basicformulas of Europe enabling intercultural communications andinteractions. Sosyal dinamizmi sağlayan en temel faktör olan göç olgusunun, göç eden topluluk ve ev sahibi topluluk ilişkilerinin üretilmesi ve yeniden üretilmesi sürecinde önemi büyüktür. Makro ölçekte göçün toplumlararası ilişkileri belirleyici bir konuma sahip olması yanında, göç belli toplum içinde de topluluklar arası ilişkilerin şekillenmesinde ana kaynaktır. Özellikle son dönemde yükselen eğilim olarak farklı kültür ve kimliklerin kendilerini ifade ederek” farklılık içinde birlik” oluşturma idealinin de temelinde göç gerçeği yatmaktadır. Göç gerçeği ve pratiği en başta siyasetin bir malzemesi olarak görülmekte ve ülkelerin göç politikaları da buna göre şekillenmektedir. Avrupa ekseninde göç politikalarının ve göç edenlerin içinde bulundukları sosyal gerçeklik dahilinde yabancı korkusu ve buna bağlı inanç sistemi ile şekillenen İslamofobi kavramları ile karşılaşılmaktadır. Bu kavramların karşılık geldiği durumlar ise özellikle göç alan toplumlarda yaşanmakta ve tüm dünyada tartışılmaktadır. Göç edenlerin tehdit olarak algılanmasının insan hakları ve demokrasi ile bağdaşan bir tarafı olmadığı gibi yükselen bir eğilim olarak idealize edilen çokkültürlü toplum modeli ile de örtüşmediği bilinen bir gerçektir. Avrupa sosyal yapısı içinde göç pratiği ve göçün yönetiminde karşılaşılan bu olumsuz durumların kökeninde sağ partilerin yükselişi de yer almaktadır. Avrupa’da yabancı korkusu, yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin varlığı ile kendini gösteren sosyal problemler, kültürlerarası temelli birlikte yaşama kültürünün oluşturulması sürecini ivedilikle zorunlu kılmaktadır

The content you want is available to Zendy users.

Already have an account? Click here to sign in.
Having issues? You can contact us here