z-logo
open-access-imgOpen Access
II. Meşrutiyet'in Kimlik Arayışlarına Bi
Author(s) -
Cem Doğan
Publication year - 2013
Publication title -
turkish studies
Language(s) - English
Resource type - Journals
ISSN - 1308-2140
DOI - 10.7827/turkishstudies.4869
Subject(s) - philosophy
Three main doctrines were put forth and debated on account of their usefulness so as to save the state in the phase of the decline of the Ottoman Empire. The first one was Pan-Islamizm (İttihâd-ı İslâm) at which aimed reorganizing the Empire by Islamic rules in real terms. According to the Pan-Islamists, the Empire and society were in collapse for the last ages due to the ignorance of the real esence and rules of Islam. So, the thing had to be done was to adopt the Islamic Law (Şeriat) to the conditions of the day. The second one was Westernization idea and Its goal was to imitate the Western civilization spesific areas and scales, perceive what kind of dynamics on the Western societal, economic, political and intellectual ideas are arising and use this in the Empire as modernization instrument. And the last ideas was İttihâd-ı Anâsır (Unity of the Ethnic Elements) which was designed upon the union of all Ottoman subjects. Its purpose was to unite every person under “Ottoman” supra-identity. Thus, citizens would use their sub-identity in the private spaces and they would have been regarded as Ottomans by their supra-identity in the public spaces. By this way, a sense of unity was going to be founded amongst the subjects which formed the country. In this sense, as an institution in the Second Constitutionalist Period’s political life, Committee of Unity of the Ottoman Ethnic Elements was to endeavor for the union of Ottoman subjects without distinguishing sect, idea, nation, personality or gender. This article aims to enlighten the purposes and ideas of Committee of the Unity of Ottoman Ethnic Elements by considering its charter. Osmanlı İmparatorluğu çökerken, devleti kurtarmak için başlıcaüç ana doktrin öne sürüldü ve işe yararlıkları bakımından tartışıldı. Bufikir akımlarından ilki, İmparatorluğu gerçek anlamıyla İslâmi kaidelerçerçevesinde yeniden düzenlemek amacını güden İttihâd-ı İslâm’dı.İttihâd-ı İslâmcılara göre, İmparatorluk ve toplumun son yüzyıllardasürüklendiği yozlaşma, İslâm’ın öz prensiplerinden uzaklaşılmasının birürünüydü. Bu nedenle, İslâmi kaideler bütünü olarak Şeriat gününgereklerine uyarlanmalıydı. İkincisi Batılılaşma düşüncesi idi ve buakımın gayesi de belirli alanlarda ve ölçülerde Batı uygarlığını taklitetmek, Batı’nın ne tür bir toplumsal, ekonomik, siyasi ve entelektüelbirikimin üzerinde yükseldiğini kavramak ve bunu, İmparatorluğunmodernizasyonu bağlamında bir araç olarak kullanmaktı. Son fikirakımı da, aynı zamanda Türk milliyetçiliğine de içkin olan veİmparatorluktaki tüm unsurların birliği fikrine dayandırılan İttihâd-ıAnâsır’dı. İttihâd-ı Anâsır düşüncesinin ereği, Osmanlı sınırlarıdâhilinde yaşayan herkesi ortak bir “Osmanlı” üst kimliği altında biraraya getirmekti. Böylelikle, vatandaşlar alt kimliklerini özel alanlardakullanırlarken, kamusal alanlarda herkese yalnızca Osmanlı gözüylebakılacaktı. Bu yola başvurularak, ülkeyi oluşturan tüm unsurlararasında bir birliktelik duygusu oluşturulacaktı. Bu bağlamda, II.Meşrutiyet döneminin birçok kuruluşundan biri olarak İttihâd-ı Anâsır-ıOsmaniye Heyeti, Osmanlı unsurlarının mezhep, düşünce, ulus,şahsiyet ya da cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bir araya getirilebilmesiiçin çabalayacaktı. Bu makale, İttihâd-ı Anâsır-ı Osmaniye Heyeti’ninamaçlarını ve düşüncelerini, yine Heyet’in nizamnamesinden yolaçıkarak aydınlatmayı amaçlamaktadır

The content you want is available to Zendy users.

Already have an account? Click here to sign in.
Having issues? You can contact us here