
İkinci Dünya Savaşı Sonrasında Sovyet Te
Author(s) -
Osman Yalçın
Publication year - 2013
Publication title -
turkish studies
Language(s) - Turkish
Resource type - Journals
ISSN - 1308-2140
DOI - 10.7827/turkishstudies.4854
Subject(s) - political science
Second World War began on the ashes of First World War.Unresolved problems were the main reason that caused The SecondWorld War. Turkey did not bow to pressures and started a new period oftime giving a National Combat. However, Second World War causedimportant problems for Turkey too. Import and export rates decreased.As soon as Second World War was over, although both sides laidtheir arms, Turkey had to keep 1.700.000 armed soldiers. Economicalproblems and being threatened by Soviets were quite important problemareas. In this situation, Turkey tried to find different ways to improve itsrelations with Western countries. American aid was received to meet therequirements of Turkish Army. American aid is known as TrumanDoctrine and Marshal Aid. Turkey which was included into this aid wassupported in this extent. As a result of this support, weapon systems were bought very cheap. After a while, substitute parts of those weapon systems created important cost.Turkey, took pain over being active member of international organizations, too. Being a member of United Nations, Turkey sent troops Korean War and attended the war there. Turkish army showed great bravery. After this success and determination, Turkey strengthened its position in international area being a NATO member. As a result of this situation, Turkey both took itself secure position against Soviet threat and has become a country which gives important support to peace since 1950s. Latest examples of this are Bosnian War, Kosovo Expedition and Afghanistan Expedition. İkinci Dünya Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın külleri üzerinde başlamıştır. Çözümsüz kalan uluslar arası sorunlar bu savaşın en önemli nedeni olmuştur. Türkiye Batılı devletlerin dayatmalarına boyun eğmemiş ve Milli Mücadele vererek yeni bir dönem başlatmıştır. Ne var ki, 2. Dünya Savaşı Türkiye için de önemli sorunlara neden olmuştur. Savaş yıllarında ithalat ve ihracat miktarı düşmüştür.Savaşın sona ermesi ile savaşan taraflar silah bırakmasına rağmen Türkiye 1.700.000 askeri silâhaltında tutmak zorunda kalmıştır. Ekonomik sorunlar ve ülkenin Sovyetler Birliği tarafından tehdit edilmesi oldukça önemli bir problem sahası olmuştur. Bu durum karşısında Türkiye, Batılı ülkeler ile ilişkilerini geliştirmek için yeni arayışlara girmiştir. Türk ordusunun gereksinimleri için Amerikan yardımı alınmıştır. Amerikan yardımları; Truman Doktrini ve Marşal Yardımı isimleri ile bilinmektedir. Marşal Yardımına sonradan dâhil olan Türkiye bu kapsamda desteklenmiştir. Bu desteğin bir sonucu olarak silah sistemleri oldukça ucuza alınmıştır. Bir süre sonra ise alınan silah sistemlerinin yedek parçaları önemli bir maliyet oluşturmuştur.Savaş, Avrupa’da tarihin en büyük yıkımına neden olmuştur. Öyle ki, Birinci Dünya Savaşı sonunda ekonomisi çökmeye başlayan ve iki dünya savaşı arasında bu durumu toparlamaya çalışan başta İngiltere olmak üzere Avrupa’nın ve dünyanın belirleyici güçleri için bu savaş büyük bir yıkım olmuştur. Dünyada önemli bir güç dengesi dönüşümü ve eksen kayması yaşanmıştır. Ne var ki, yeni güç odakları tecrübe yoksunudurlar ve gelecekle ilgili öngörüleri hemen hemen yok derecesindedir. Yalta ve Potsdam Konferanslarında alınan kararlar bu durumun belgesi hükmündedir. Öte yandan savaş yıllarında savaşan taraflar beklenmedik ittifaklar yapmışlar ve bu durum savaşın tam da ortasında kalan Türkiye için büyük riskleri beraberinde getirmiştir. Türkiye, tarafını değişen dengeler sebebiyle savaşın sonuna kadar netleştirememiştir. Türkiye bulunduğu konum itibariyle savaşan tarafların ortasında kalan bir ülke olarak tarafların yoğun baskısına maruz kalmıştır. Ancak bununla birlikte Batı çizgisine daha yakın durduğu da bir gerçektir. Savaşın sonunda çöken Batı dünyası kendini idare edecek durumda değildir. Sovyet tehdidi ve 4. Enternasyonal olarak da anılan Komünform yeni bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkarken kısa zamanda niyetini göstermekten çekinmemiştir. Savaşsonrasında en güçlü Batılı devlet olarak ortaya çıkan ABD, SSCB’ninbarışın devamı için tehdit teşkil eden çalışmalarını bir süre içingörememiştir. Ancak 1947’de büyük ölçüde Sovyetlerin yayılmacıtavrından endişe duymaya başlayan Amerikan yönetimi, Sovyetyayılmacılığının önündeki en güçlü kalenin Türkiye olacağına kaniolmuş ve bu alanda siyasi kararlılığını ortaya koymaya başlamıştır. Bugelişme sonrasında Türkiye, bir süre için rahatlamış ve yıllar içindeKuzey komşusundan gelen baskı azalmıştır. Sovyet SosyalistCumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin Doğu Avrupa’da yayılması ve yoğunbaskısı Avrupalı devletleri de tesir altına almıştır. Batı devletler bugelişmeler üzerine önce kendi aralarında güç birliği yapmayabaşlamışlar, Brüksel Antlaşması imzalanmıştır. Bilahare bölgesel veevrensel bir çatışmada güç birliği için 4 Nisan 1949 yılındaWashington’da; Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İngiltere, İzlanda,İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz ve Birleşik Devletlertarafından Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (North Atlantic TreatyOrganızation-NATO)’sı imzalanmıştırTürkiye, uluslararası örgütlerin etkin bir üyesi olmaya da özengöstermiştir. Birleşmiş Milletler üyesi olarak Kore Savaşı’na askergöndermiş ve orada savaşa katılmıştır. Türk ordusu büyükkahramanlık göstermiştir. Bu başarı ve kararlılık sonrası Türkiye birNATO üyesi olarak uluslararası alandaki konumunu daha dagüçlendirmiştir. Bu durumun sonucu olarak; hem Sovyet tehdidinekarşı kendini emniyete alırken hem de 1950’lerden günümüze barışadestek veren önemli bir ülke olmuştur. Buna son örnekler ise; Bosna-Hersek Savaşı, Kosova Harekâtı ve Afganistan Harekâtı’dır