z-logo
open-access-imgOpen Access
Motherhood Creating Its Killer: Based On Elif Shafak's Novel "Alexander" Questioning The Femininity And Masculinity In Turkey
Author(s) -
İlknur Meşe
Publication year - 2013
Publication title -
turkish studies
Language(s) - English
Resource type - Journals
ISSN - 1308-2140
DOI - 10.7827/turkishstudies.4558
Subject(s) - femininity , masculinity , gender studies , sociology , psychology
Elif Shafak‟s novel “Alexander” holds many references tofemininity and masculinity in the context of the „purity‟ of woman and„honor‟ of man, which still exist in Turkey. On the cover of the book, thewriter poses in man‟s suit which tells us that it is woman –especiallymothers- who prepares man to the appropriate masculinity. Theinequality between man and woman has been built culturally ratherthan a natural result created by biological differences. The concept ofmasculinity has been shaped by political, ideological, and marketorientedinterests. In this sense, masculinity gained hard meanings likemind, power, will, achievement, activity, committing violence, actingindependently, and knowing to rule the others. However, the concept offemininity - having the reverse situation- has soft meanings likecompassion, pity, conscience, peaceful, passivity, and sensuality.Woman has tried to negotiate her secondary position by aspiringthe power of man. In this sense, we can assess woman‟s wish for a malechild as a wish of legitimate power. Her wish of compensating herhelplessness with the power attributed to man has no benefit otherthan creating anothervictimhood. Femininity and its repercussionmotherhood are something produced down the generations. More orless each new generation has been affected by this legacy. Both menand women will be able to get over this power cycle by questioning thecultural system and using the capacity of their subjectivity. Elif Şafak‟ın “İskender” adlı romanı, Türkiye‟de halen varlığınısürdüren, kadının „namusu‟ ve erkeğin „şerefi‟ üzerinden kadınlık veerkeklik rolleri tanımlamalarına dair çok göndermeler bulabileceğimizbir eser. Yazarın, kitabın kapağında bir erkek takım elbisesi içindeverdiği pozun bize anlattığı şey, tıpkı romanın başkahramanı olanİskender gibi, erkekleri, kabullere uygun erkeklik rolüne hazırlayanlarınkadınlar -özellikle anneler- olduğu gerçeğidir. Kadın ve erkekarasındaki eşitsizlik, biyolojik farklılıkların yarattığı doğal bir sonuçolmaktan ziyade kültürel olarak inşa edilmiştir. Siyasi, ideolojik vepiyasaya yönelik çıkarlar doğrultusunda şekillenen erkeklik kavramı,akıl, güç, irade, başarı, aktiflik, şiddet uygulayabilmek, bağımsızdavranmak, başkalarını yönetmeyi bilmek gibi sert anlamlarkazanırken, kadınlık kavramı bunların tam aksi olarak, şefkat,merhamet, vicdan, barışçıl, pasiflik ve duygusallık gibi yufka anlamlarasahip olmuştur.Kadın, erkek karşısındaki ikincil konumunu, eşitlikçi bir ilişkilehine stratejiler üreterek aşmak yerine, erkeğin gücüne talip olaraködünlemeye çalışmıştır. Özellikle kırsal kesime ait bir özellik gibigörülmesinin aksine bütün bir kültürel sisteme hâkim olan kadınlarınerkek çocuk istemini meşru bir güç istemi olarak da okuyabiliriz. Kendiçaresiz konumunu erkeğe atfedilen güç ile ödünleme isteğinin, başkabir mağduriyet yaratması dışında bir faydası yoktur. Bunun travmatiksonuçlarını romanda, erkek çocuk doğuramadı diye kendi bedenindenonu ölüme sürükleyerek öç alan bir kadın ile kendi yarattığı erkeğinmaktulü olan başka bir kadında görebiliriz. Bu iki kadın anne-kızdır.Kadınlık ve onun izdüşümü olan annelik kuşaklar boyu üretilen bir şeyolarak her yeni nesli, dışına çıkmaya çalışsa da bir miktaretkilemektedir. Hem kadınları hem de erkekleri bu iktidar döngüsüiçinden çıkaracak şey, rollerin dayatmalarının farkına vararak kültürelsistemi sorgulamaları ve öznelik kapasitelerini işletmeleri olacaktır

The content you want is available to Zendy users.

Already have an account? Click here to sign in.
Having issues? You can contact us here