English (United Kingdom)

https://curated-unify.zendy.io/wp-json/zendy-region/v1/featured_content/oa?rat=en

https://curated-unify.zendy.io/wp-json/zendy-region/v1/highlighted_journal/

Global: Zendy Plus annual

Presents the access of premium content as premium feature

Premium Content

Presents the keyphrase highlighting as premium feature

Keyphrase Highlighting

Presents the summarisation as premium feature

Summarisation

Insights

Presents the pdf analysis as premium feature

PDF Analysis

Presents the zaia usage as premium feature

ZAIA

Global: Zendy Tools annual

Global: Zendy Free Plan

Global: Zendy Tools monthly

Global: Zendy Plus monthly

20. yuzyil dunya siyasi tarihinde toplama ve calisma kamplari, rejimle bireyin catistigi ya da catisma tehlikesinin varsayildigi donemlerde kurularak toplumsal tasfiyelerin araci haline getirilmis olan sistematik cezalandirma mekânlaridir. Kamp yasaminin kiskacinda insan, toplumsal konumundan koparilmis olarak, “ciplak hayat”la; salt biyolojik ihtiyaclari dogrultusunda bir bag kurar. Bu bag, kamplardan kurtulmayi basaran Primo Levi, Varlam Şalamov, Yevgeniya Ginzburg gibi edebiyatcilarin anilarinin yani sira, biyolojik yasamin politikanin ufkuna dâhil edildigi kirilma noktalarini sorusturan Hannah Arendt gibi dusunurlerin de calismalarina konu olmustur. Bu calisma, 1970 yilinda Nobel Edebiyat Odulu’nu kazanan Rus yazar Aleksandr Soljenitsin’in, Gulag olarak adlandirilan Sovyet islah ve zorunlu calisma kamplarinda bir mahkumun tek gunluk hikâyesini anlattigi “Ivan Denisovic’in Bir Gunu” adli otobiyografik eserini, 20. yuzyilin etkin dusunurlerinden Hannah Arendt’in toplama kamplari ve totalitarizmin kaynaklarina iliskin cikarimlarini kilavuz edinerek incelemeyi amaclar. Bu calismada, kamp duzenegini yaratan tarihi kosullar ve sistemin kurucusu olan siyasal aktorlerin eylemleri, Arendt’in “kotulugun siradanligi” anlayisindan yola cikilarak cozumlenmistir. Boylelikle kati kamp uygulamalarinin, yasami oncelikle bedensel gereksinimleri giderme mucadelesine donusturerek, mahkumlari kendilerine yabancilastirmasi ve bu olumsuz tecrubenin Soljenitsin’in eserine yansimasi uzerinde durulur.

“Kötülüğün Sıradanlığı”: Aleksandr Soljenitsın’ın Sovyet çalışma kampı izlenimlerini Hannah Arendt’in kavramlarıyla okumak